3 Nisan 2021 Cumartesi

Yüzümün Önündeki Ayna

 

Acemice ciltlenmiş, okunmuş, üflenmiş, kutsal bir kitabın ilk sayfasında

Sahtekârlığın kusursuz tanımlarından kurtuluyorum.

Ürkekliğim kalbimin normal, tenimin kurşun geçiriyor olmasından.

Neolitik Çağ'ın sona ermesinden bu yana okunmamış

Yazıldığında henüz yazı icat edilmemiş, yalnız yazlarda yaşarken insanlar.

Uygarlık merkezlerinde buğday ve arpa

Ve bunların suyunu çıkaranlar, okumuyorlar bin yıldır.

Dolaysız bir amaç uğruna: karnımız doysun.

Büyük ölçüde ıssız ve keşfedilmemiş insanlar

Halkların emeği keşfedilmemiş

Açlık çekilen ve yıkıntıya dönmüş işte

Kimse başkasını görmüyor yüzünün önündeki aynadan!

 

Hiyerarşik bir toplum mu olur veya toplum

Ölüyorsa herkes aynı şeyden ölmeli, yaşıyorsa herkes aynı

Hayatta kalmanın doğal, kaçınılmaz koşulunu koşuyorum.

 

Gel gör ki, çıplağım, kırılmıyor yüzümün önündeki ayna

Birkaç atom bombası daha taşıyabileceğimi sanmam

Gözlerini açmadan konuşuyorsun ve can kulağıyla dinliyorum:

 

“Sen de uyusana…”

 

Uyuyorum.

Uyanmamacasına!