20 Aralık 2019 Cuma
Belki
Birbirimize o kadar da uzak
değilizdir
belki.
belki
aynı şehirde olduğumuz bir anda
soluklarımız çarpışmıştır
havada.
14 Aralık 2019 Cumartesi
Bir
Bir
Sarı kızıl bir bozkıra vurmuşum
Çıplak ayaklarıma kuru toprak batar
gibi
bir yağmura hasretim
ıslat!
Yapraklarımı dökmüşüm güya
ilkbahar
Sigaramı sarmışım, uyumuşum
sonra,
uyuşmuşum.
Dokun!
İnsan tenine sığınmışım bir
terin çıplak tenime
bir insana muhtaçsan ne acı!
Acıma sen bana!
Bembeyaz bulutun gölgesine sığınmışım
bir
gözyaşların değmesin kuraklığıma
ben böyle de yaşarım.
Yaşıyorum ki bir!
Yak tenimi, başkasına dönüşeyim
bir
Beni benden kurtar
Beni benden koru
Öp bir!
Aramızda kalsın
“Yalnızlık muhteşem bir şey.”
bir insana muhtaçsan ne acı
Acıma sen bana!
7 Aralık 2019 Cumartesi
Kan
Kan İşeyenler
Kimi sevdiysen en çok o öldürür
seni.
Şehvetle göğüslerinde, özlemle
dudaklarında
Öfkeyle boğazında düğüm düğüm
bir el bekliyor seni.
Flörosan lambaya yeni geçmiş bir
şehrin kuytusundasın
Hangi gökdelen gizleyebilir
senin lastik ayakkabı kokan ayaklarını
İnsanlığı büyümemiş bir şehrin
erken büyümüşü
Nereden bilecektin
Mecnun'un gerçek olabileceğini
düşündüğün için
öleceğini?
Nereden baksan bir öfkeyim, ki öfkem
eksikliğimden
Televizyonu tokat atarak tamir
edebilmekteyim
Aslında bilmiyorum, bir insan nasıl
sevilir, bir kadın?
Ben erken büyümüş bir şehrin
erkeğiyim
Evriminde halkaları eksik.
Seni sevdiğimde de,
Nefretimde de
Aynı şeyi yapmak isteyen şeyim.
Kimi sevdiysen en çok o öldürür
seni
Yaşamayı bilmeyen bir kentin
soluğusun
Sıcaklığın bütün çocukların
saçlarını ısıtır
Sonsuz bir gece olur sana dokunduğun
Memelerini sıkan, boğazını sıkar.
Bir ortadoğu şehrine düşmüşsün
Bomba artığı, ölüm sonrası,
fırtına öncesi
Şakaklarında beyaz güvercin,
bacaklarında karga
Dokunduğun yerler cennet, sana dokunan
cehennem.
Bir kurguda kaybolursun, birkaç dinin
arasında
sana dokunan kutsal, sana dokunan ulu
Senin adın söylenmez memelerinden kan
gelir
Oysa herkesi sen doyururdun!
Evrimini bitirmemiş erkekleri bir
şehrin
gözlerine kan işiyor.
Giderken
Yorgun bir zemherinin el çırpmalarından yaptım
Kartopu ve heykellerini.
Yağmur damlalarından göz yaşı yaptım kendime.
Kusursuz sevinçler değildi
Ama sevindiğim olurdu;
Aynada göz izini her gördüğümde.
Karanlık, bulutsuz ve soğuk,
gittin.
Giderken attığın adımlarda,
Dönüşü olmayan yollar büyüdü.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)