28 Kasım 2019 Perşembe

Haller


Senin hiçbir halini tanımadım
yalın halini mesela
eksiz.
Memelerinden bahsetmiyorum bile!

Saçma bir devinimde
dişlileri uyumsuz çarklardan
aşk olur
ve herkes kırılır sonunda.

Senin kırgın halini tanımadım
-de halini
bende halini.
Dudaklarından bahsetmiyorum bile!

Kuru buza kaynar su dökmek gibi
her yer duman altı
hem buz kaybolur, hem su
sadece buhar olur
kimin kimde eridiğini anlayamazsın.

Benden gidişini tanımıyorum
ki gelmediğin yerden nasıl gidersin
-den halin nasıldır kim bilir, benden giderken
Tenin nasıl sıcaktır, bahsetmiyorum bile!

Üşüyorum, “hohla”.

24 Kasım 2019 Pazar

Yokluğunda




öptüğün, az biraz mutluyum sol yanağımdan.
Bir şehrin gövdesine sığdıramadığıyım
Karanlık asfaltlarında ıslak güvercinleri olan.
Kıyı bucak meyhanelerinde taş plakları
Kalbi taş insanları bir şehrin.

Göğsümden gökdelenler fışkırıyor, dolunay
Uzayan bir gökyüzü, tramvay yaylarında dikenler
serçe parmağımın yanağına değdiği yerimden mutluyum
oysa canı acımaz mı, bir adamın göğsünden, tramvayları sökülen.

iki parça mutluyum, serçe parmağım, sol yanağım.
Yokluğun bir şehre atom bombası atmak gibi
yalnız anıları öldüren
İki parça mutluluk yetiyor, yokluğunda...

19 Kasım 2019 Salı

Herkes Yarasını Tanır



Gün doğar, akşam olur
Enflasyon yükselir, hükümet değişir
Elektrikler kesilir.
Gecenin en karanlık anında
kimse kimseyi tanımaz
Herkes yarasını tanır!

Aynada tanınmaz bir yüz
Gölgeler bile uzak
Sokak, iğne atsan yere düşmez
Kimse kimseyi bilmez
Herkes yarasını tanır!

Sabah olur, akşam olur
Ekonomik kriz olur örneğin
Savaş çıkar, kuraklık olur,
Şimşek çakar, fırtına dünyaları dağıtır
Göz gözü görmez;
Herkes yarasını tanır!

Herkes yarasını tanır.
Herkes yarasında kendini tanır!

İnsanlar konuşur,
insanlar susar
İnsanlar diğer insanları anlatır
Sonunda kimse kimseyi tanımaz;
Hesap günüdür, mahşer yeridir
İnsan evladını tanımaz;
Herkes yarasını tanır!

13 Kasım 2019 Çarşamba

Çığlık

Bir çığlık atarsın,
Yalnız bir kişi duysun diye
Dünyalar duyar
Bir tek o duymaz.

Böyle bir şey hayat.

Mutlu Ol Yeter


Eğer o şarkıda "Mutlu et yeter" deseydi belki
Mutluluktan yana şansım olurdu.

Oysa avutuyorum kendimi,
odam dolusu aynı şarkı
"Mutlu ol yeter!"

Ölü Kuşlar



Göğün altında göğsün
Sonra yollar
Gizli saklı yollar
saçımdaki aklarda ölü kuşlar var.

Yüksek koltuklarda oturuyorsun
Kesiliyor nefesin
Sonra aşk
saçımdaki aklarda ölü kuşlar...

Gökyüzünde örümcek ağları var
çıplak bir kadının gölgesine düşüyor gölgesi.

Nazik bir bıçak darbesiyle incinmiş bir çocuğum
kanım akarken acımıyor canım
sözlerin ruhumu akıtıyor
açtığın yaralardan anılarım akıyor ruhum
hatıralar;
bir vapur örneğin
bir tiyatro salonu doğuruyorum yaralarımdan

ölü kuşlar...

Kırk yaşında bir çocuğun
oyuna alınmadığında kırılıyor kalbi.


11 Kasım 2019 Pazartesi

Aşk Bitti


Omzuna kondurduğum öpücük uçup gitti
Silindi adın yazdığım yerden.

Bir kelebek havalandı ömrümden
Onun için bir ömür
bir anda olup bitti.

İçimde bir his öldü
salasını okudu bir serçe
Bir şehir siyahlara büründü,
öpücüğünü yitirmiş.
Sokak kedileri üşüdü
Kuzey ışıkları söndü.

Aşk bitti.

Hangi Renk

Soğukkanlı bir katil gibi
Başladığım noktaya dönüyorum bir fazla
Suç ortağım,
Her şey yeniden başlıyor
Dünyamdaki her şeye seni ekliyorum
Gözlerinin önünde birbirine giriyor
İki hayat.
Geçtiğim tüm duvarlara gözlerini boyuyorum
Seni kendi dünyamda görüyorum
Büyüyorum.
Düşsel bir gerçeklik oluşuyor
İnanması zor.
Olan biteni anlatıp bir kediye
İnandırıyorum kendimi
Ama hislerimi anlatacak kelimeyi bilmiyorum.
Bir şehri aydınlatır gibi gözlerin
Kurumuş bir ağacı yeşertir gibi
Aşk gibi, anne gibi, korku gibi
Öğrenecek çok şey var
Kelimelerden başlamalı
Bilmediğim bir çok şey.
Hangi renkte öptüğünü bilmiyorum.
Bu, öğrendiklerimin yanında hiçbir şey.

03.11.2019
Narmanlı Han