Sokağında saksılara biber, gül ve nane ekilen
herkesin birbirini tanıdığı bir kasabada yabancı.
Sararmış kitaplar okuyan
En kötü "Mona Lisa" kopyasını yapan adamım.
Beynimin içi gökyüzünden geniş
ben onun içinde bir toz kadarım.
Düşler kurarım yürürken,
sol elim ısınır, ısınır avucumun içi
yokluğunla ısınır "canımın içi"
Düşler kurarım
Sigaram söner, şarabım biter
Yanağımda sıcacık bir öpücük uyutur beni:
Seviyorum bu şehrin sokaklarını
hangi mevsimde gecenin bir yarısında
sigaramı yakacak biri çıkar hep.
Ama evim çok dar
Her nefes alışımda pencereyi açmam gerekiyor.
Sokağında saksılara çiçekler ekilen bir kasabada
tek katlı, beyaz boyalı, pencereleri açık bir evde
senin yanında ölmem gerekiyor oysa.
Oysa evim çok dar,
her nefes alışımda pencereyi açmam gerekiyor...
her nefes alışımda pencereyi açmam gerekiyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder