24 Aralık 2018 Pazartesi

Adam ve Deniz


Kırık bir mavi deniz , küçük mavi bir miskete sığmıştır.
Çocukların ellerinde donakalmış dalgası.
Bir çocuk düşleriyle bir denize sığmıyor
Sıcak saçlarında deniz kokusu.

Bazı çocuklar susar
Sanırsın misket düşler; küçük ve mavi.
Acısını anlatacak kelimeyi bilmiyor.

Bir adam, bir köşede maviye saklanmıştır.
Eşyasız, nesnesiz sadece mavi
Bir çocuk misket sanıp adamı düşlerine katmıştır.
Adam kırık, mavi, deniz.

8 Aralık 2018 Cumartesi

Elinde Yan Keski




Elinde yan keski; sevgili
sevdiği ağaç oduna dönüşmeli
en son kaleme, incelmeli.
Elinde yan keski; sevgili,
yonttuğun tenim, ruhum!

İstediğin kişi olursam
ölecek sevdiğin kişi
elinde yan keski
bu aşk ölmeli!

1 Aralık 2018 Cumartesi

Reçelli Ekmek

Biteceği yok bu yolun,
Reçelli ekmek uğruna.

Meşe odunu ve toprak kokusu
Eskiden evin bodrumları küfle karışık.
Reçelli ekmek uğruna kırılan burnumun direği.

Kısacık kollarım ve küçücük elim
Tırnağımın içinde diken, gül dikeni.
Az kanıyor, çok acıyor
Reçelli ekmek için katlanıyorum.

Lastik ayakkabıyı odun tozuyla dolduruyorsun
Çok süper oluyor, gıdıklanıyorsun serin serin
Hiç büyümeyeceksin sanıyorsun,
Yorulursan da reçelli ekmek verecekler.

Bir deli küçük kız bağırıyor, avazı çıktığı kadar
Deden öldü, deden, sen maç oyna şimdi!
Lastik ayakkabıda odun tozu, terleyince felaket.
Reçelli ekmeği de yiyemeyeceğim.

Ne Fark Eder

İmamesi kıble görmemiş tesbih
Kimin elinde durmuş ne fark eder,
Tesbihle ne fark eder, saymasını bilene?

Sağımda tabut, solumda mescit
Ve üzerimde uçuşurken kara sinekler
Yaşamadığıma ikna ettim kendimi.

Gül suyu, plastik tabak, örümcek ağları
Ve bir tutam pamuk
Ne fark eder yaşayan için
Üzerinde tozlar ve örümcek ağları…

Sonra sen yoksan ne fark eder,
Gerçekse tabut, gerçekse pamuk
Ben yoksam ne fark eder?

Sobanın kıyısına uzanmış jandarmanın
Silahı düşüyor tahta döşemeye
Bir gürültüyle irkiliyor sinekler
Öte yanına dönüp uyuyor jandarma
Kimseyi vurmamışsa bir mermi
Silah patlamış, patlamamış, fark eder mi?

Yaşlı bir erkek sesinden ürken sinekler
Kuş seslerine kaçıyor
Örümcekler bir hırsla çalışıyor tabutun üzerinde
Otuz yıl önce elektrik geldi diyor yaşlı erkek
Karakol da vardı
Şimdi elektrik var, kimse yok
Varmış, yokmuş ne fark eder?

Bir kuş cıvıltısından düşüp kırılıyor
Gül suyu şişesi
Kokuyor
Menekşe kokuyor
Ne fark eder?

Otuz yıldır kullanılmamış, bir kalıp sabun
Duvara “Temizlik İmandandır” yazmış
El yıkayanı olmayan
Sabun olsan ne fark eder, taş olsan?

Kuş sesleri  yaşlı erkek seslerinden baskın
Gürültücü yaban domuzlarından elbet
Sokağında  köpeği olmayan bir şehre
Domuz olsan ne fark eder?

Tabutun üzerine konan kırlangıç
Ağzındaki otları yapıştırıyor
Bir yuva oluyor tabut; kuş yuvası.
Her şey değişiyor
Önce anlamı tabutun

Yaşamı görmektedir fark; körsen ne fark eder?