İmamesi kıble görmemiş tesbih
Kimin elinde durmuş ne fark eder,
Tesbihle ne fark eder, saymasını bilene?
Sağımda tabut, solumda mescit
Ve üzerimde uçuşurken kara sinekler
Yaşamadığıma ikna ettim kendimi.
Gül suyu, plastik tabak, örümcek ağları
Ve bir tutam pamuk
Ne fark eder yaşayan için
Üzerinde tozlar ve örümcek ağları…
Sonra sen yoksan ne fark eder,
Gerçekse tabut, gerçekse pamuk
Ben yoksam ne fark eder?
Sobanın kıyısına uzanmış jandarmanın
Silahı düşüyor tahta döşemeye
Bir gürültüyle irkiliyor sinekler
Öte yanına dönüp uyuyor jandarma
Kimseyi vurmamışsa bir mermi
Silah patlamış, patlamamış, fark eder mi?
Yaşlı bir erkek sesinden ürken sinekler
Kuş seslerine kaçıyor
Örümcekler bir hırsla çalışıyor tabutun üzerinde
Otuz yıl önce elektrik geldi diyor yaşlı erkek
Karakol da vardı
Şimdi elektrik var, kimse yok
Varmış, yokmuş ne fark eder?
Bir kuş cıvıltısından düşüp kırılıyor
Gül suyu şişesi
Kokuyor
Menekşe kokuyor
Ne fark eder?
Otuz yıldır kullanılmamış, bir kalıp sabun
Duvara “Temizlik İmandandır” yazmış
El yıkayanı olmayan
Sabun olsan ne fark eder, taş olsan?
Kuş sesleri yaşlı erkek seslerinden baskın
Gürültücü yaban domuzlarından elbet
Sokağında köpeği olmayan bir şehre
Domuz olsan ne fark eder?
Tabutun üzerine konan kırlangıç
Ağzındaki otları yapıştırıyor
Bir yuva oluyor tabut; kuş yuvası.
Her şey değişiyor
Önce anlamı tabutun
Yaşamı görmektedir fark; körsen ne fark eder?